Bu hafta itibariyle, Güney Kore Devlet Başkanı Moon Jae-in, beş yıllık görev süresinin ikinci yarısına resmen başladı. Maçın ilk yarısı bitti ama nasıl bitti onu bir de Moon’a sormak lazım. İlk yarı skorunu ve ikinci yarıda Moon’u neler bekliyor onu değerlendirelim.

Seçimle göreve gelen her lider gibi seçimden önce vaatlerini sıraladı ve 8 Mayıs 2017’de %41.1 oyla seçimi kazandı. Koltuğa oturunca hızlı iddialı bir giriş yaptı. Fakat kampanya taahhütlerini yerine getirme öyle kolay olmadı. Çünkü evdeki hesap pazara uymadı. Hesapta olmayan durumlar ortaya çıktı. İlk yarının son dakikalarında kendi kalesine attığı golü (yolsuzluk ve görevi kötüye kullanma suçundan soruşturması devam eden yakın çalışma arkadaşını ve yardımcısı Cho Kuk’u Adalet Bakanı yapması)  saymazsak  yine de topu iyi çevirdi. 

Yolsuzluktan dolayı Yüksek Mahkeme tarafından görevden alınan önceki devlet başkanından sonra göreve gelen Moon için şaibeli birini adalet bakanı atamasının izahı zor oldu ve halkın gözünde güven kaybetti. 

Uzun vadede ekonomik büyümeyi vaat ve teşvik etti. Samsung, LG, Hyundai, SK ve Lotte gibi Güney Kore’nin çok uluslu şirketlere taşın altına elini koymalarını ve işci alımlarıyla işsizliği beraber yenelim dedi . Moon, göreve geldiğinde, bugüne kadar 90.000’den fazla işçinin kamu sektöründe iş sağladı. Halkın refah harcamalarını önemli ölçüde arttırdı. Dünyanın en çok çalışan işkolik ülkesi olmaktan kurtarmak için Maksimum haftalık çalışma saatini 52 saate indirdi. Seçim vaatlerinden biri de asgari ücret zammıydı. Sözünde durdu ve yaptı. 2017 başında saatte 6470 won ($ 5,70) için gelecek yıl için saat ($ 7.37) saati başına 8350 won oldu. İşveren için zor oldu. hatta buna bağlı işte çıkarmalar oldu.

Moon, sorunları çözmede politik olarak başarılı olsa da, sonuçlar hanesine gol olarak yansımadı. İlk yılında Çin’in ambargosu ikinci yılında Japonya’nın ambargosu ve kara listeye alınması işleri daha karışık hale getirdi. 2017’de Güney Kore’nin GSYİH’sı % 3,1 arttı, ancak bu yılki büyüme için tahminler %2 ila 2,5 arasında değişiyor. Bu büyümenin düşmesinde ve ihracatın azalmasında dış ekonomik güçler çok etkili oldu. Moon’un içerden değil de dışarıdan gelen topları tutamadı. 

ilk yarıda yorulan bazı bakanlarda oyuncu değişikliğine gitti.Yukarıda da ifade ettiğimiz gibi ikinci yarıda yargıda reform için güvendiği, tanıdığı ve aynı zamanda eski yardımcısı Cho Kuk’u oyuna sokmasıyla oyundan atılması işleri alt üst etti. Yeni bakanı atamada acele etmeyeceğini söyledi. Ama bir an önce yargıda ve eğitimde reform çalışmalarına başlaması lazım çünkü 15 Nisan 2020’de genel milletvekili seçimleri var. 

İç politikada başarılı olduğu kadar dış politikada başarılı olamadı. Kuzey Kore ile barış için o kadar şahsi gayretine ve  yatırım yapmasına rağmen Moon, Kuzey Kore sorununda fazla mesafe alamadı. Pyongyang, son zamanlarda güneyi devre dışı bırakıp Washington ile direkt muhatap alması, hep başa sardı.Tarihi zirvelerde geriye sadece fotoğraflar kaldı. Sınırda ortak ortak bir irtibat ofisinin açılması, güneyden kuzey tren yolu bağlantısının iyileştirilmesi ve Kapsamlı Askeri Anlaşma gibi bazı ilerlemeler kaydetti, ancak, geçen şubat ayındaki Trump-Kim zirvesinden sonra Kuzey Kore lideri Moon’u  uzak tutmaya çalıştı. Barış sürecinde rolü azalmasına rağmen, Moon, Kore içi barışın ülke ekonomisini hızlandıracağını savunuyor.

Kuzey Kore’nin ABD ile yeniden müzakere için aralık ayının son günlerine sıcak bakıyor. Eğer Pyongyang ve Washington 31 Aralık’ta çıkmaza girmeye devam ederse, barış süreci diye şey kalmaz. ASEAN zirvesinde Kuzey Kore merkezli yeni bir kalkınma bankası önerisi kabul görmedi.

Barış sürecinden bir ilerleme olmadığı gibi Trump’un Seul’deki ABD askerlerine yılda 1 milyar dolar ABD ile zorlu askeri yük paylaşım müzakereleri ,ödemenin yüzde 500 artırması yeni tartışma konusu.1 Temmuz’dan beri başlayan Japonya ile ticaret savaşının henüz sona ermemesi Moon’un elini kolunu bağlıyor.

Bu yazı yazarken Moon, bozulan imajını düzeltmek, halkın güvenini kazanmak ve itibarını artırmak için 2 saat boyunca MBC televizyonunda canlı yayında soru – cevap programına katıldı. İsteyen istediği soruyu sordu. Programın medyaya ve halka yansımasını zaman gösterecek. Programdan neler konuşulduğuna da kısaca bakalım:

Japonya’yla ilişkileri düzelteceğine söz verdi. Son ana kadar masayı terk eden olmayacağını söyledi. Sadece Güneyle Kuzey görüşse daha hızlı mesafe alınır fakat direkt ABD’yi muhatap almasından dolayı süreç yavaş ilerliyor, Ama 31 Aralıkta yapılacak zirveden güzel bir sonuç, net bir karar çıkması adına çok umutluyum dedi. Cho Kuk’u Adalet Bakanı olarak atamasından ve ısrarcı olduğundan dolayı halktan özür diledi. Yasa da bazı boşluklar var o yüzden bir an evvel yargıda reform yapılmalı dedi.Seul’da artan konut fiyatlarıyla ilgili bir soruya konut fiyatlarını kontrol altına alacağız. dedi. Halkla daha fazla iletişim halinde olacağız dedi. Gönüllü askerlik uygulamasına ne zaman geçilecek sorusuna da mevcut zorunlu askerlik sisteminin değişmesi için daha fazla zamana ihtiyaç var. Toplumumuzun ilerlemesi için gereken bir şey. Ancak şu anda, bir gönüllü askerlik sistemini uygulamaya koyma koşulları doğru değil, (değişimin) orta ila uzun vadede planlanması gerekiyor.” dedi 

Moon’un görev süresinin ilk 30 ayı hücum ve kontra atak şeklinde geçti diyebiliriz. İlk yarıyı galip veya en kötü berabere kapatsa da ikinci yarı savunmaya ağırlık verecektir. Gol atma macerasına girmeyecektir. Gol yerse de farklı yenilgi olmasın diye kaleyi korumaya çalışacaktır. Moon, göreve geldiği ilk yıl anayasada değişiklik yapalım yetkilerimi azaltın ama benden sonraki 5 yıl yerine 4+4 iki dönem seçilebilsin demişti. O zaman Moon Jae-in hayranı bir koreli arkadaşa. Bu düşünceye katılıyor musun? dedim. Moon olursa evet demişti. Ben de Moon bile olsa Kore için bir dönem istikrar için daha önemli. Hatta Moon’un görevdeki son aylarında keşke artık gitse dersiniz demiştim. Çünkü siyasetin doğasında var. Bu yazıyı okuyorsa ne demek istediğimi anlamıştır.

Türkiye’nin gündeminden uzak hatta uzak bir coğrafyanın gündemini niye mi anlattım? Ülkemizin gündeminde sıkılmışsınızsa sizin için de değişiklik olsun. Ayrıca Kore’den takip eden okuyucular için de hazır gündem analizi oldu. Kore’yi anlamamıza ve Kore’nin gündemiyle ilgili bir genel kültürümüze katkı sağladıysa ne mutlu bize.