Kuzey Kore ile ilgili yazımızın ikinci bölümüne devam ediyoruz. Aslında bu yazıyı kaleme alırken Kuzey Kore ile ilgili internet veya medyada yalan ve abartılı haberlerin çokluğundan bahsetmiştik. Bu bilgi kirliliğinin önüne geçme adına Kuzey Kore gerçeklerini, tarafsız ve güvenilir kaynaktan, bizzat oraya giden yabancı uyruklu tanıdık bir arkadaşın gözlem ve düşüncelerini de katarak aktarmak istiyorum. İkinci bölümde otele varıştan, konaklamaya, yeme içmeden, haftalık paket programların içeriğinden bahsedeceğiz.

Taedong nehrinde yer alan bir adada bulunan Yanggakdo oteli , Kuzey Kore’ye seyahat eden az sayıda turistin en çok tercih ettiği oteldir. Zira otel öncelikle 47 katlı ve şehre hakim harika bir manzaraya sahip. En üst katında döner bir restoran bulunması, küçük de olsa bir casinoya sahip olması ve otellere nazaran oldukça lüks ve konforlu bir otel olması sebebiyle Kuzey Kore’ye  gelen bir çok turistin konaklamak için en çok tercih ettiği otel haline geliyor.

Günlük program içerisinde gideceğiniz restoran dahil devlet tarafından belirlenmiş durumda. Bir önceki yazı dizimizde de belirttiğimiz gibi gün gün, nereye gezeceğiniz ile beraber yemeklerin de nerelerde yenileceği önceden planlanmış ve rezerve yapılmış durumda. Halkın yediği restoranlarda yeme şansınız az da olsa olabilir ama bu pek plan dahilinde değildir. Turistlere özel restoranlarda yabancılar için canlı müzik performansı da yapılmakta. Canlı müziği gerçekleştiren kişiler de genelde garsonlar. Müşterilere yemek servisi yaptıktan sonra oturup size bir de mini konser veriyorlar. Hatta garsonların çoğu en az bir müzik aleti çalabiliyor.

Tüm programa karar veren devlet otoritesi acaba yiyeceğimiz yemeğe de karışıyor olabilir mi? Hem evet, hem de hayır. Rstyorana karar eren otorite aslında ne yiyeceğinize kısmen karar vermiş oluyor bir anlamda. bununla birlikte gittiğiniz restoranda ne yiyeceğinize karar vermek de elbette size kalmış.

Yemeklerin tadına ve çeşitliliğine gelecek olursak Güney Kore’den çok da farklı değil menüler… Daha çok Güney Kore yemeklerine yakın bir menü çeşitliliği hakim (Neden acaba?) denilebilir. Güney Kore’den farklı olarak karasal iklim gıdaları, balık ve et yemekleri yerine de daha çok tavuk ve sebze yemekleri görebilirsiniz listede. Uzakdoğu yemeklerine alışık olmayan turistler için de genelde İtalyan veya Avrupa tarzı yemekler de var mutlaka. Mesela pizza veya soğuk makarna, ramyon çeşitleri vb… kolaylıkla hemen her restoranda bulabileceğiniz lezzetler. Ve tabi ki Kuzey de olsa nihayetinde Kore’deyiz. Kore’nin vazgeçilmezi “Kimçi” her lokantada ve menüde mevcut.

Ülkenin başkentinde yüksek ve aynı örnek binalar, bizdeki TOKİ binalarını andırıyor. (Ve aslında Sovyet Rusya’yı…) Sanat ve görsellikten uzak, gözü tırmalayan yüksek sade yapılı binaları sıkça görebilirsiniz. Buradaki binaları da devlet yapıyor ve mülkiyeti de devlete ait. Memurlar lojman usulü ve çocuk sayısına göre belli bir ücretle kalabiliyor.

Mülkiyetin şahıslara ait olmaması ülkenin vergi sistemi ve vergi toplamaması ile alakalı bir durum. Çünkü herkes devlete çalışır, devlet de bu sebepten dolayı halktan vergi almaz. Ve halkı için birçok imkanı ücretsiz sunar…

Başkent Pyongyang caddeleri beklenenin aksine oldukça geniş ve dört, beş şeritli yollar var. Sosyal medyada yollarda araba ve trafik lambaları bile yok diye anlatılmasına da itibar edilmemeli. Güney Kore Devlet Başkanının 18-20 Eylül tarihlerinde Kuzey Kore’ye yaptığı zirve an be an televizyonlarda canlı yayınlandı. İki ülke devlet başkanı ve Güney Koreli iş adamların da programa dahil edildiği 3 günlük tarihi Kuzey Kore zirvesinin öncesi ve sonrasında gezilen yerler, Kuzeye tur düzenleyen şirketlerin programlarında  en gözde ve uğrak yerler. O üç günlük zirveyle Kuzey Kore, kendi pencerelerini dış dünyaya açmış oldu. Son yıllarda büyük bir değişim içerisinde olduğu görüntüsünü bu vesile ile tüm dünyaya göstermiş oldu bir anlamda. Dünyaya kapalı, demir perde ülke olarak ifade edilen kötü imajını yıkma adına güzel bir iş çıkardı denilebilir.

Pyongyang’da, şehir merkezindeki, devlet törenlerinin de yapıldığı, devasa heykellerinin de olduğu Kim Il Sung Meydanı’yla geziler başlıyor. Şimdiki Kuzey Kore liderinin dedesi ve babasının (Kim Il Sung ve Kim Jong Il) 20 metrelik bronz heykelleri olan büyük Mansudae Anıtı ziyaret ediliyor. Sovyet Rusya döneminden kalma Pyongyang Metrosu da gezdirilen yerlerin başında geliyor. Kwangbok bölgesindeki bir yerel süpermarket de ziyaret edilecek yerler arasına konuluyor. Burası geleneksel Kuzey Kore ürünleri satın alabileceğiniz bir market. Gezi programının bir gününü de Kim Il Sung’un eski ikametgahı olan Kumsusan Sarayı ve Kim Il Sung ve Kim Jong Il mezaralarının olduğu anıt mezarlar da var. UNESCO dünya mirası listesinde yer alan ve ülkenin en iyi korunmuş kral mezarlarından biri olan Kral Kongmin mezarı da en çok ziyaret edilen yerler arasında.

İki Kore arasında ateşkesin yapıldığı yer şimdi müzeye dönüştürülmüş, sınırdaki silahtan arındırılmış yer olan, DMZ ‘de tur şirketlerinin gözde yerlerin başında geliyor. Ayrıca 1976’dan 1979’a kadar ABD kuvvetleri tarafından inşa edilen sınırdaki 8 metre yüksekliğindeki “Beton Duvar” ve Koryo Tarih Müzesi’ni de Kuzey Kore’ye gidenler mutlaka ziyaret ediyor. 1042 yılında yapılmış ama savaşlarda ağır hasar görmüş Myohyang Pohyon Tapınağı da ziyaret edilecek yerler arasında.

Tur şirketleri gezi programına mutlaka ulusal bir tatil veya kutlamaların olduğu tarih aralığını da denk getirmeye çalışıyor. Böylece turistler görsel içerikli geleneksel tekvando, dans ve büyük gösterileri bizzat yerinde görmüş oluyor.  Müze ve anıtların dışında kış turizmi, tekne turu, sanayi ve liman şehirlerine geziler oluyor. Masikryong Kayak Merkezi kış turizmin en gözde mekanı denilebilir. Doğa gezisi olarak da Kaesong ve Paekdu Dağı listenin başında yer alıyor. Çünkü buralar Kore Yarımadası’nın en yüksek noktası 2750 metre yükseklikte ve iki lider de bu dağın kraterine çıkmıştı. Dağın 2160.metresinde Chon Gölü var.

Yabancılara üretim yaptıklarını anlatırken Susongchon Kombine gıda fabrikası ve Hungnam gübre fabrikası ziyareti, İngilizce yabancı dil eğitimi verdiklerini anlatırken Chongam anaokulunu veya önceden belirlenmiş bir ortaokulu gezdiriyorlar. Wonsan Demiryolu müzesi ve son olarak  Wresten sahilinde Kuzey Koreliler tarafından 1968 yılında yakalanan 850 tonluk ABD’nin casusluk gemisi ziyaret edilir. Bu gemi günümüzde Motherland Kurtuluş Savaşı Müzesi olarak ziyaretçileri çok etkiliyor.