Kore’yle alakalı eleştirel yazılarımız oldu. Yeri geldi sevmediğimiz yönlerini  ve Kore’nin öteki yüzünü dobra dobra yazdık. Kore’nin özellikle ırkçılık yönünü, yabancıları dışlamasını, yerine göre kendine demokrat olduğunu defalarca ifade ettik. Ama Kore’nin takdir elin bir yönü daha var ki!? Anlatmadan geçmek olmaz, yiğidi öldür hakkını ver/yeme cinsinden imrendiğimiz, müslümanlarda olmasını çok istediğimiz değerli bir yönü.

Kore’de eşyalarınızı ortalıkta bıraksanız da, kargo paketiniz günlerce kapının önünde kalsa da kimsenin elini sürmediğine çok şahit olduk, Seul veya Kore’de yaşayanlar da çok şahit olmuştur. Bir başka güzel şey de otobüste veya metroda sıkça rastlanan unuttuğunuz değerli eşyanın (telefon, cüzdan veya bilgisayar) da bize tekrar geldiğine 5 yıl boyunca çok şahit olduk. Bu yazı biraz uzun olsa da Kore’deki hem deneyim hem izlenimler ve hem de rakamlarla bu iki durumdan bahsedeceğiz.

Pandemiyle beraber dünyanın her yerinde olduğu gibi Kore’de de Coupang, CJ Logistics, Hanjin Transport ve Lotte Global Logistics gibi kargolar ve paketler temassız ve imzasız kapının önüne bırakılıyor, zile bile basmadan kargonuz adrese bırakıldı diye bir mesaj/mail atılıyor. Mesaj ve mailden sonra kargo şirketinin bir sorumluluğu kalmıyor. Sonrasının takibi müşteriye kalıyor.Koreliler ben eve gelene kadar yerinde yeller eser diye kaygılanmıyor. Gelen kargo paketinin birkaç günlüğüne dışarıda kalmasını riskli görmüyor, endişelenmiyor.

Pandemiden önce bile, Seul’deki teslimatların yaklaşık üçte biri insanların kapısına bırakılmış. Bazı paketlerin ara sıra kaybolduğunu veya çalındığını, ancak sayının bütün kargoların içerisindeki oranı önemsiz.

Yine pandemiyle beraber ülkeler teslimat politikalarını değiştirdi, ancak Kore’de çok bir değişiklik olduğu söylenemez. Çünkü Kore’de tegbe kargo sistemi yaygın ve hızlı, Ülkenin en uzak yerindeki kargonuz bile ertesi gün adresinizde oluyor. 2014 yılında Gmart internetten aldığımız yiyecek, sebze, meyve ertesi gün kapımızda oluyordu.

Bir başka gözlemimiz de Koreliler genellikle bir kafede veya restoranda yer kapmak veya yer ayırmak için telefonlarını, dizüstü bilgisayarlarını veya cüzdanlarını sipariş verirken masanın üzerine bırakır sonra sipariş verir. Çantama veya telefonuma bir şey olur çalınır diye hiç endişe etmez.

Kore’de küçük ve adi hırsızlıklar son derece nadir olduğunu söyleyebiliriz, Hatta bazıları YouTube kanalı için, Kore’de insanların gerçekten söylendiği kadar güvenli olup olmadığını görmek için (telefon, cüzdan, çanta veya kredi kartı gibi) değerli eşyalarını dışarıda bırakıp sosyal deneyleriyle ilgili çekilmiş binlerce video var.

Kore’de insanlar neden değerli eşyaları çalmaya meyilli değil?  

Bunu işin uzmanlarına da sorduk. Bazı uzmanlar, Kore’de küçük hırsızlığın neden bu kadar küçük bir sorun olduğunu anlamaya çalışmak için ülkenin yakın tarihine bakmak gerekiyor diyor. Kore dizilerinde de fark etmişsinizdir özellikle de 1970’ler ve 80’lerde komşular birbirine yakın, evler birbirine bitişik toplu halde yaşıyor.

Bizdeki gibi Koreliler de komşularıyla yakın bir ilişki içindeydiler. Şehirlere göçmeden önce genellikle geniş aileleriyle birlikte ya da onların yakınında yaşıyorlardı. Mahalledeki hemen hemen herkes birbirini tanıyor Birinin verandasından veya kapısının önündeki bir şey çalmanın veya halka açık bir yerde değerli eşyalarını almanın çok az olduğu ve biri görürse ayıplanma riski yüksek, bunu mahalleden dışlanma ve aşağılanma takip ediyordu.

Diyeceğim o ki Kore’de 70’lerde ve 80’lerde CCTV kamera olmadığı halde biri görürse diye çalmaya yeltenmedi. Bugün de adım başı kamera olduğu için girişmiyor. Kore’de insanlar artık birbirine sıkı sıkıya bağlı topluluklar halinde yaşamasalar da, bu ahlak ve davranışlarına devam ediyor. Burada etkili bir faktör de Koreliler  ırk olarak saf, Kore’de yabancılarla evlilik az bozulmamış bir kültürün etkisi tartışılmaz.

Psikolojik uzmanlara göre, kişinin güveninin bebeklik döneminde oluştuğunu, Koreli ebeveynler diğer ülkelere göre çocuklarına bu konuda terbiye etmede ebeveynleri iyi eğitmiş diyebiliriz. Günümüzde de en önemli faktör, Kore’de her yerdeki güvenlik kamerası veya kapalı devre televizyon (CCTV) kamerasının olması.

Kore’de bununla ilgil bir rakam verecek olursa Aralık 2021 itibariyle Seul’de 83.557 güvenlik kamerası varmış Şehrin o dönemde 9.83 milyon nüfusa sahip olduğu düşünülürse Seul’de her 1000 kişiye 8,5 kamera düşüyor.

Kişi başına düşen kamera sayısında olmasa da kilometrekareye düşen kameralara bakıldığında, 331,94 kamera ile  dünyada 11. sıradaymış.

Kore’de yerde bir şey varsa, kredi kartı veya değerli bir eşya kimse ona dokunamaz. Korelilerin, başkalarının eşyalarına dokunmaması gerektiği konusunda genel bir anlayışa sahip diyebiliriz. Ayrıca başka birinin eşyalarını alırken CCTV kameraya yakalanırsa ağır bir para cezası verebileceğini de biliyorlar. Geçmiş zaman haberin linkini bulamadım ama 70 yaşlarında fakir bir Koreli komşusunun bahçesinde kimchi yapmak için Kore lahanası çalarken kameraya yakalanmıştı. Haberlerde görünce çok üzülmüş, bizde baklava çalan çocuklar aklıma gelmişti.

Kore’de güvenlik kamerası görüntülerine erişmek zor değil ve herhangi bir mahkeme kararı gerekmiyor. Mağazadaki, apartmanlar, asansörlerde ve caddelerdeki güvenlik kameralarına anında ulaşılabiliyor. Polisler de yine mahkeme kararına gerek kalmadan yerinizi anında tespit adına 3 dakika önceki hareketiniz görebiliyor. Bazı kenar köşeleri çıkarsak Seul’da adım başı kamera var desek abartı olmaz. Kameralar hırsızın yakalanma şansını artırdığı için hırsızlık azalıyor. Ayrıca insanlar cebinde nakit taşımıyor ve Kore’de online alışveriş %90’larda olunca para ve cüzdan hırsızlık çok çok az. Bankacılık sistemi de Kore’de yüksek derecede güvenli olduğunda online dolandırıcılık da yok denecek kadar az.

Bir diğer konu da değerli eşyalarımı toplu taşıma araçlarında unutursam veya kaybedersem, onları bir daha bulmak kolay mı? Bilgisayarım, cüzdan veya telefonum bana geri gelir mi?

Evet gelir diyelim. Bu konuda Koreliler çok duyarlı. Ya irtibata geçer ya da güvenli bir memura teslim eder. Yine rakamlarla söyleyelim. Geçen yıl Seul metrosunun kayıp eşya merkezine 101.523 eşya teslim edilmiş. Bunların yüzde 24’lük bir kısmı cüzdanlar. Bunu cep telefonları, çantalar, bilgisayarlar ve giysiler izlemiş.

Kore’de kayıp eşyalar bir hafta boyunca merkezde tutuluyor ve ardından yerel bir karakola teslim ediliyor. 101.523 üründen 66.426’sı veya yüzde 65’i o hafta içinde sahiplerine iade edilmiş. Yani cüzdanınızın veya telefonunuzun bir haftada size geri gelme ihtimali en az %65 diyebiliriz.

Şunu belirtelim. kayıp eşyanızı bulan kişilere  bir miktar (eşyanın değerinin yüzde 5 ila 20’si arasında bir rakam ödemek zorunda) yapmanız gerekiyor. Buna talep eden de az ama yasayla güvence altına alınmış. Bulan kişi isterse mahkeme yoluyla bunu alabilir. Bu iade etmeye motive etsin diye çıkarılmış yasa. insanları kaybolan eşyaları güvende tutmaya ve sahibine iade etmeye motive eden bir diğer faktördür.

Kore’de hırsızlık başka yerlere göre daha az diyebilirim, ancak bu Kore’nin tamamen yüzde yüz güvenli olduğu anlamına gelmez. Polis kayıtlarına göre  2020’de Kore’de 180.067   hırsızlık vakası varmış. Toplam vakanın 27.298’i mağazalarda, 1.557’si küçük dükkan veya işletmelerde ve 540 olay da tren istasyonları ve metroda yaşanmış. Metro ve tren istasyonlarındaki azlığın sebebi kalabalık ve kameraların olması etkili olmuş olabilir.

Koreli lojistik şirketleri, kaybolan veya çalınan kolilerin sayısını tam açıklamıyor, ancak 2021’de Kore Tüketici Ajansı’na (KCA) teslimatlarla ilgili 277 tazminat talebi olmuş. Bunların arasında 95 vaka veya yüzde 34,3’ü çalıntı paketler oluşturuyor.

Bazı kişilerin  tüketi hakları ajansına KCA yerine doğrudan lojistik şirketleriyle iletişime geçtiği düşünülse de, geçen yıl Kore’de 3,6 milyar paket teslim edilmiş ve devede kulak bile değil.

Özetle şunu söyleyelim. 52 milyon insanın yaşadığı bir ülkede %50’si herhangi bir dine inanmıyor, %25’i hristiyan ve %25’i budist olan bir ülkede hırsızlık ve başkasının malına bakışı ve yaklaşımı bu. Müslüman ülkelerde göremeyeceğimiz bir hassasiyet ve yaklaşım.

Koreli bir hocamız bana: ”Yolsuzluk ve hırsızlıktan yana affımız yok. Yolsuzluğa adı karışan eski devlet başkanı Park’ı bile görevden el çektirilip hapse attıran bir halkız demişti. Başkasının malına el uzatmama ve çalışkanlığıyla Kore dini ne olursa olsun her milletin örnek alacağı bir ülke.

İşlerin yoğunluğundan dolayı sayfamıza yeni yazılar giremesek de bu yazıyı yazmayı Kore’de 5 yıl kalmanın verdiği bir sorumluluk, Korelilere bir borç bir vazife olarak gördüm. Borcumu ödemenin huzur ve  mutluluğunu yaşıyorum.