kore sevdasindan vazgecin

        Böyle bir başlık attıktan  sonra dört yıldır Kore’de yaşıyorum desem, diyene bak dersiniz. Ben Kore’ye gelmeden önce de buraya karşı bir ilgim, bir tutkum yoktu. Kore’ye gideceğim kesinleştikten sonra da sadece  internetten biraz araştırdım o kadar.

        Bu yazıyı günün 15 saati aralıksız Kore dizilerini izleyenler ve Kore’yi ölmeden bir kez olsun göreyim diyen aşırı tutkunlar için kaleme alma ihtiyacı duyuyorum.

             Kore fanları olarak adlandırılan bu grubun sürüklediği büyük bir genç kitle var. Çoğunluğu kızlardan oluşan Türkiye’de 100 binden fazla genç Kore’yle yatıyor, Kore’yle kalkıyor! Kore pop (K-pop) müziğiyle yatıyor, Kore dizileriyle kalkıyorlar. Sosyal medya aracılığıyla da hızla büyüyorlar.

         16-20 yaşındaki kızlarımızın hayatlarını Kore müziğine ve Kore dizilerine  bağlayan neden ne olabilir? Nedenine geçmeden önce bu kitleyi tarif edelim:

              Koreli gençler gibi giyinmeler ve makyajlar,  üzerlerinde ise Kore stili renk renk, baskılı tişörtler… Kore Restoranı hayranların buluşma noktası. Birbirlerine Kore yıldızlarını anlatmalar. K-pop grupların arasında en ünlülerin hayatlarını, şecerelerini, magazinsel boyutunu, en son katıldıkları programda ne giydiklerine kadar hayran olduğu Koreli sanatçıyla ilgili her detaya hâkim olmalar.

          Koreceyi yeni öğrenmeye çalışanlar, yavaştan Korece’yi sökmeye başlayanlar. Dizileri altyazısız izleyenler. Bu sevdanın bir sonraki aşaması Kore Dili ve Edebiyatı bölümünü okumak. Kore’ye gitme ihtimali olmayanlarında  afiş ve posterlerle odasının dört köşesini boydan boya süsler ve “Bir gün acaba Türkiye’ye gelirler mi?” diye hayal kuran gruplar. Tek  bağlantıları ise sosyal medya ve Korea-Fans adlı internet sitesi.

            Bu sevda nasıl başladı? 2002’de Kore’de yapılan dünya kupasından sonra desek.. Ya da tam olarak  2005 yılında TRT’de ekrana gelen ‘Düşlerimin Prensi’ adlı Kore yapımı diziyle desek… Dizi, Kore Kralı’nın oğlu Prens Shin’in başından geçenleri konu alan bu diziyle bağımlılık başlıyor.

            Bir diğer dizi, yeni çıkan müzik grubu, albümler derken, bir de bakıyorsunuz genç kızlarımız birer Kore fanı olup çıkıyorlar. Saat farkından ötürü, onlar uyurken Kore’de yeni bir gelişmelerden haberdar olmak için sabahlayanlar. Gün boyunca diziler de seyredilmeye devam edenler hatta dizilerden birini seyretmediği gün uyuyamayanlar. Yazları aralıksız 20 saat dizi izleyenleri de eklersek bu liste uzar gider…

         Gelelim ailelerin bu aşka bakışına. Başlarda aileden gizli, daha sonra anneye konuyu açılır. Annenin desteğini aldıktan aylar sonra Kore’ye gitme kıvamına gelinmişse konu babaya açılır. Yani en son babalar duyar. Kore dizilerine anneleri sayesinde merak salanlar da çok. Babayı ikna etmenin başka yolu da babaanne veya anneannelere Kore dizileri izletilir ve dizileri sevdirilir ki baskın taraftar desteği olsun.

       Burada kendi düşüncemi ve amacımı belirteyim. Buraya kadar okunanlardan yola çıkarak sinir olmayın. Bir ülkeye veya pop şarkıcısına karşı aşırı hayranlık duymak, aşırı vakit ayırmak kötü bir durum değil. Güney Kore sevilecek, hayran kalınacak güvenli bir ülke. Film ve dizileri de bizim ülkenin film ve dizilerinde daha seviyeli ve daha kaliteli. İnsanlarıyla, sosyal ve toplumsal hayatıyla, huzuruyla  tam yaşanacak bir ülke. Eleştirdiğim nokta aşırılık, hayatı zehir edercesine oraya odaklanma. Normal hayattan uzaklaşan aşırı tiplerden kendi değerlerinden uzaklaşıp ve başaramayınca da bunalıma giren, olmayacak duaya amin diyen platonik aşk peşinde olan ergenlere sözüm.

          Yoksa lise çağındaki gençlerin önünde üniversite hedefi olarak ideal bir ülke. Çünkü  dünyada ilk 500 ‘de 16 üniversitesi var. Ama burada okuma o kadar da kolay değil. Ben de Kore’ye gelene kadar Kore’nin bu kadar güzel olacağını tahmin etmiyordum. Her yönüyle yaşanacak bir ülke. Ama, evet aması var, burası bir meslek sahibi olduktan, kendi ayakları üzerinde durduktan, kendi kendine yetebildikten sonra güzel. Yoksa Dante gibi ortada kalırsın.

          Burası Anadolu gibi değil okyanusa kıyısı olan bir ülke, boğulur gidersin. Kayıt dışı işçi çalıştırma da olmadığı için kendi paramı çıkarırım diyemezsin. Dönemlik 1600 dolar ( bir yılda 4  dönem- sadece kurs ücreti 6400 dolar kalma- yeme- içme dahil değil ) ücretle  dil kursunda veya Üniversitede öğrenci olarak kalabilmek için bile Türkiye’deki normal bir memurdan daha fazla (aylık 4500 TL) desteği olmalı ki Kore’de hayatta kalabilsin. Aylık bu kadar aile desteği olanlar buyursun gelsin. Hiç bir zorluk çekmezler.

         Yoksa babasının bir emekli maaşıyla veya ailesinden sadece bir uçak bileti ve kendi harçlıklarıyla yollara çıkıp burada perişan olmayın demek istiyorum. Genç yaşta normal hayatın dışına çıkınca hayat zehir oluyor. Biraz argo olacak ama ayran bulamaz içmeye Kore’ye gider gezmeye…

      Buraya gelen bir Kore fanı anlatmıştı, hiç unutmadım. Bunu bahsetmeden geçemeyeceğim. Kore’ye gitmek için anneannesinin Hac veya Umre için biriktiği parayla Kore’ye gelmişti. Kore’ye bir kere gitmek gençler için Umre ve Hac farizası kadar önemli ve kendi nazarlarında buralar kutsal mekanlar. Hatta haberlere konu olmuştur. Kanser tedavisi gören genç kızlarımızdan ölmeden Kore’yi görsem diyen bile çıkmıştı. Ölümüne sevgi budur.

          Ölüm demişken, bu yazıyı yazarken haberlerde ünlü K-POP sanatçısı ve  müzik gruplarından SHINee’nin ana vokalisti Kim Jonghyun’un intihar ettiği son dakika bilgisi olarak geçiyordu. Sabah  sosyal medya hesabımda ve mailimde Türkiye’den mesajlar vardı. Hocam nolur onun cenazesine gidin, 3 İhlas bir Fatiha okuyun diyen 🙂  cenaze namazı kılın, mezarını benim için ziyaret edin diyen oldu. Sanırım Türkiye’deki hayranları gıyabi cenaze namazı da kılarlar 🙂 Koreliler ölümden çok bahsetmez ve hemen konuyu değiştirir. Biz de konuyu değiştirelim. Aşırıya kaçmayan bizim jenerasyonun ise Kore müziğiyle tek münasebeti bugün itibariyle PSY yani Gangnam Style.

                 Kore’de de Türkiye hayranları gün geçtikçe artıyor mu? derseniz bence hayır. Çünkü 2014’lerde  200 binden fazla Koreli Türkiyeyi ziyarete giderken bu rakam şimdilerde 70-80 binlerde. İstanbul aktarmalı Avrupa’ya gidenler de dahil. Eskiden her gün THY’nin  Türkiye’ye uçak seferi vardı şimdi sadece Kore Hava yolları hariç 3 gün.

        Sadece ziyaret rakamlarına bağlamayın diyebilirsiniz. Koreli Öğrencilerle beraberiz,  halkın nabzını yokluyoruz, durum bu. Ben daha da ötesini söyleyeyim. Bir öğrencim Türk kız arkadaşımın olduğunu çevremdekilere söylemeye utanıyorum diyor.

    Son birkaç yıldır Türkiye’de olan olaylardan sonra güvenlik endişesi taşıdıklarını, gezi planlarını iptal ettiklerini ve Türkiye’nin de Ortadoğu ülkesinden farkı kalmadığını ifade ediyorlar. Biz hayır Türkiye öyle değil geçici bazı sıkıntılar olsa da bu günlerin geçeceğini söylüyoruz ama nafile. Her gün kendi televizyon ve haber ajanslarındaki Türkiye haberlerinden çok etkilemiş görünüyorlar.

       Burada bir paragraf daha açmak gerekirse Kore’nin yeni gözdesi ve yeni açılımı İran ve Arap coğrafyası. Helal gıda ve Helal kozmetik mağazalarını bir bir açmaya başladı. Kore’de Arapça ve Farsça kursları son zamanlarda ilgi görmeye başladı. Geçen Hafta İran Film festivali düzenlendi. Ticaret ve iş dünyası anlamında kanımca Türkiye’nin papucu dama atılıyor. Tabii bunu söylemek için erken olabilir ve asıl konumuz da bu değil.

           Şimdiye kadar yazdıklarım pek ikna edici bulunmasa da takdiri size bırakıyorum. Gördüğüm kadarıyla tek taraflı aşk var. Fakir kızımızın Zengin Kore’ye aşkı. Bizim milli gelir 10 bin dolar onlarınki 33 bin dolar. Kore’de tutunmak zor. Ekranlarda görüldüğü gibi toz pembe değil, hayat çok pahalı. Gelin vazgeçin bu sevdadan.

        Çocuklarınızı iyi tanıyın, aşırı Kore fanı olduğu tanısını erken koymaya ve  gerçekleri anlatmaya çalışın. Bunu anlatırken de yasakçı bir yaklaşımla değil de akılla ve mantıkla izaha çalışın.

            Kore’ye gelip de hayal kırıklığı yaşayan 3-4 günde parayı pulu bitirip sokaklarda perişan kalan, dil bilmeyen yol bilmeyen karakollara düşen, deport olan kızlarımıza çok şahit olduk. Param bitti borç verir misiniz? Siz Kore parası verseniz annem sizin Türkiye hesabınıza aktarsa diyenler çok. Bir kız babası olarak  kızlarımıza ve ailelerimize bu konuyu bir daha düşünün derim. Vesselam