[RÖPORTAJ]: ”Ülkemizin ve elinizdekinin kıymetini bilin!”
- 02/12/2019
- 0
Kore’yle alakalı doğru ve güncel bilgileri röportajlarla da aktaralım dedik. Kore’de yaşayanlara, Kore’de evlenenlere, Kore’de okuyanlara, Kore’de çalışanlara sorduk. Kore’ye gittiklerine, Kore’de okuduklarına pişmanlar mı? Nelerde zorlandılar? Samimi cevapları bulacağınız röportajlar hazırladık. Her pazartesi bir röportajımız olacak. Yakın zamanda Youtube röportaj planımız da var fakat şimdilik biraz meşakkatli olan yazılı röportajları hazırladık. Röportajlar biraz uzun da olsa okuyunca zevk alacaksınız.
Kendisini bazılarınız sosyal medya aracılığıyla yakından tanıyabilirsiniz. Kore’de yaşayan ve Koreli biriyle mutlu ve örnek bir yaşantısı olan Rümeysa’yla yaptığımız söyleşide yakın zamanda Kore’ye gitmeyi, Kore’de yaşamayı düşünenler için tavsiyeler ve tecrübeyle sabit gözlemleri var. Rümesya Şehla eşinin işi gereği Kore’de yaşıyor, kendisi de yeminli tercümanlık yapıyor. Sözü daha fazla uzatmadan yazıyla baş başa bırakalım. Görüşlerinizi sosyal medya hesaplarımızda ve maille paylaşabilirsiniz. Kore’de yaşayan veya Kore geçmişi olan okuyucularımıza da açık röportaj davetinde bulunuyoruz.
Yüzlerce Türk genç kızın arzuladığı bir hayatı yaşıyorsunuz. Birkaç cümleyle kendini tanıt desek?
Merhaba. Ben Rumeysa Şehla Jeong. 1997 doğumluyum. Erciyes Üniversitesi Kore Dili ve Edebiyatı bölümünden bu yıl mezun oldum. Şu an eşimin işi dolayısıyla Kore’de yaşıyorum. Ben de burada serbest çalışan olarak Korece-Türkçe tercümanlık yapıyorum.
Beni buralara getiren dil
Neden Kore?
Bunun cevabını aslında ben de kendime çok fazla soruyorum. Neden Kore? Ben neden bu ülkedeyim? Başta sadece kültürüne ve insanlarına olan merakımla kendimi Kore’de buldum. Tabi ki her genç kız gibi ben de öncesinde dizileri çok seviyordum ve bu yüzden kaynaklanan bir hayranlığım da yok değildi. İlk değişim öğrencisi olarak gelmiştim Kore’ye. Bir sene burada yaşadım. O zaman sorsalar kardeş ülkemiz Kore’yi seviyorum derdim. Şimdi ise kardeş ülkemiz elbet ama Korece’yi de seviyorum bu yüzden buradayım derim sanırım. Korece’yi gerçekten çok seviyorum. Öğrendikçe öğrenme isteğimi arttıran bir dil. Bu yüzden bu ülkeden hiçbir şekilde kopmam mümkün değil.
Kore’den daha çok Korece’yi mi seviyorsunuz?
Kore ve Korece birbirinden ayrı düşünülemez bir bütün. Bu yüzden birini birinden daha çok seviyorum diyemem. Kore olmasa Korece olmazdı sonuçta. Kore’yi de çok seviyorum elbette.
Kore’yle ilgili tercihte pişmanlık duyduğunuz zamanlar oldu mu?
Çok açık ve net bir şekilde söyleyebilirim ki hayır. Şu zamana kadar en ufak bir pişmanlık yaşamadım.
Gelenekleri bize benziyor
En çok hangi konularda (örf, adet, yemek, kültür, dil din) zorluk yaşıyorsunuz?
Örf adetleri beni çok zorlamıyor. Çünkü Kore ile aile geleneklerimiz gerçekten baya benzer. Evlendikten sonra Kore’de geçirdiğim ilk bayramda da bunu çok fazla hissettim. Aile büyüklerinin ziyaret edilmesi, giderken hediye götürülmesi, verilen selamlar ve konuşulanlar aslında ülkemizde de olan bir kültür. Aile gelenekleri benzer fakat iş kültürü, içki kültürü bizimle oldukça ters bir ülke. İş yemekleri adı altında astatlara yapılan içki ve domuz eti baskısı beni açıkçası çok rahatsız ediyor. Ayrıca Türkiye’ye oranla çok ağır çalışma şartları var. Eşim yaklaşık bir ay boyunca her gün mesaiye kaldı. Sabah 9 akşam 9 çalışıyordu. Bizim ülkemizde bu tarz mesailer çok fazla yok ama Kore’de her şirkette mesai kültürü var.
Yemeklerinde zorlanıyorum.
Yemek konusunda zorlanıyorum çünkü ülkede domuz eti tüketimi çok fazla. Ayrıca helal kesim et de bulmak zor. Üstüne bir de ben çok yemek seçerim. Bu yüzden eğer evde değil dışarıdaysam yemek seçmek ve yemek yemek benim için günün en zor kısmı.
Din açısından da zorluklar var maalesef. Cami ve mescit çok az. Bu yüzden ibadet edecek yer aramak çok zor oluyor. Tüm gün dışarıda geçecekse uygun yer bulmak oldukça zor.
Patronla yemeğe gitme eskisi gibi zorunlu değil. Fazla mesaiye kalma tamamen senin ihtiyaca bağlı değil mi? Deniz ürünlerine alıştınız mı?
Maalesef hala bazı şirketlerde zorunlu. Üstelik sadece iş yemeğiyle de kalmıyor. Karaoke’ ye kadar da varıyor durum. Karaoke odalarında olanların da bazen dizilerden aşağı kalır yanı yok. Tabi dediğim gibi her şirket değil bazı şirketlerde durum bu. Fazla mesai de kişi ihtiyacına değil şirketin durumuna bağlı maalesef. Çevremde birçok kişinin istemeye istemeye günlerce mesaiye kalışına şahit oluyorum. Mesaiye kalmadığı için kovulanı da çok duydum.
Deniz ürünleri pek tüketmiyorum. Koreliler çiğ balık yemeyi çok seviyorlar. Ama ben henüz denemeye niyetli değilim. Daha birkaç ay daha yiyebilecek gibi değilim sanırım.
Kore dizilerine aldanıp buralara gelmeyin
İşsizinden gencine, bekarında öğrencisine buraya gelmek isteyen gençlerimize neler tavsiye edersiniz?
Buraya gelmek isteyen arkadaşların çoğu maalesef K-Pop ve Kore dizileri yüzünden buraya aşırı bir hayranlık besliyorlar. Hiçbir zaman kendi eğitimi için ya da Kore’nin verdiği eğitimden sunduğu imkanlardan yararlanmak için gelmek istediğini söyleyen biriyle karşılaşmadım. Küçük yaştaki arkadaşlarımız maalesef çok farklı hayallerle buraya gelmek istiyorlar. Bazen bana “Abla Koreliyle evlendiğin için çok şanslısın.” “Bana da Koreli eş bulsana” tarzı mesaj atanlar oluyor. Hem çok şaşırıyorum hem de çok üzülüyorum. Koreliyle evlenmek bir şans değildir. Evliliğin ülkesi de olmaz. Eşim eğer bir Türk olsaydı ben yine onunla evlenirdim. Bu tamamen kalp ve kafa uyuşmasına bağlı. Ama genç arkadaşlarımız henüz bunun farkına varamıyor. Herkesi dizilerdeki kadar masum ve nazik sanıyorlar. Kore aslında bencil insanlarla dolu. Bunu Korelilere de çok söylemişimdir. Koreliler çok bencil bir millet. Seviyorsa özen gösterip nazik davranıyor fakat önceliği hep kendileri. Sürekli kendileri odaklılar ve karşısındaki insandan buna anlayış göstermesini beklerler. Bu hem ilişki içinde hem de iş ortamında aynı olduğu için güven konusunda çok sıkıntılı bir ülke. Tabi Kore’nin yaşam şartlarından dolayı böyle olmak zorunda olanlar da var. Bu yüzden kimse dizilere, idollere aldanıp da buralara gelmesin demek istiyorum. Gelince çok büyük bir hayal kırıklığı yaşarlar. Buraya gelecek insanın biraz Kore’yi, Kore toplumunu biliyor olması, donanımlı, yetenekli olması gerekiyor bence. Yoksa burada hayata tutunmak sanıldığından çok daha zor. Bir de biraz açık görüşlü olmalılar bence. Evet içki kültürü, çalışma ortamı bize çok ters ama bunları da hoş karşılamak gerekiyor. Yoksa dışlanmaya maruz kalabilirler.
Kardeş ülke demelerine bakmayın, Koreli yeni nesil Türkiye’yi bilmiyor.
Sosyal Medyada ve hayran sayfalarında Kore’ye toz kondurulmuyor. Kore’nin negatif yönlerinde de bahset desek:
Kore’nin negatif yönleri say say bitmez bence. Bunları söyleyince bana kızıyorlar sen niye oradasın o zaman diyorlar ama ben yine de iyisiyle kötüsüyle Kore’yi anlatma taraftarıyım. Sonuçta her ülkenin iyi ve kötü yanları var hiçbir ülke mükemmel değil. Kore’nin kendi vatandaşı bile Kore’ye “Hell Joson” diyor. Tutunması çok ama çok zor bir toplumları var. İlk olarak aklıma gelen yabancılara bakış açıları. Herkes aynı değil elbet ama birçok Koreli kendi halkına öncelik vermeyi, yabancıları ikinci plana atmayı çok seviyor. Bir de erkeklerin yabancı kızları çoğu zaman basit görmesi var tabi. Maalesef bu yüzden birçok yabancı kız istemediği birçok kötü deneyime maruz kalabiliyor. Bir ikincisi eğitim şartları çok çok ağır. Bu yüzden birçok öğrenci intihar ediyor ya da ağır depresyonlar geçiriyor. Daha bugün dünkü üniversite sınavı yüzünden kendini apartmandan atan bir öğrencinin haberini gördüm. Eğitimleri çok katı ve eğer başarısız olurlarsa bu ülkede bir yerleri yokmuş gözüyle bakılıyor. Bu da insanlara çok kötü travmalar ve daha birçok psikolojik sorun yaşatıyor. Üçüncü olarak en rahatsız olduğum konudan bahsetmek istiyorum. Genel kültür açısından çok eksik bir ülke olduklarını düşünüyorum. İlgileneni gerçekten ilgilenip araştırıp öğreniyor ama gençlerin çoğu ülkemizin bir dili olduğunu ülkemizin başkentini bile bilmiyor. Buraya geldiğimde en büyük hayal kırıklığım sandığımızdan çok daha az bir toplumun ülkemizle ilgileniyor oluşu ve ülkenin genelinin çoğu anlamda Türkiye’yi bilmiyor oluşuydu. Bu yüzden buraya bizi seviyorlar bizi kardeş ülke olarak görüyorlar diye hevesle gelen arkadaşların benim gibi büyük hayal kırıklığı yaşayacağını düşünüyorum.
Bazı Koreliler yabancıları ikinci sınıf görüyor
Yabancı gelinlerin yaşadığı aile içi şiddet son zamanlarda yansıyor ekranlara. Buradaki anlaşmazlık dil mi? Yoksa yabancı gelini ikinci sınıf görme mi?
Bence ikisi de bir sebep. Koreliler yabancıyı kabullenemiyorlar bir türlü. Kadınları çok aşağı mertebede görüp kötü amaçla kullanan çok fazla erkek var. Madem ikinci sınıf görüyorsunuz o zaman yanaşmayın da evlenmeyin de bu bu kadar basit aslında. Evlenirken ve vize alırken çok fazla dosya ve onay gerekiyor. Bunlardan biri de ortak anlaşılan dile ait dil belgesi. İnsanlar çat pat anlaştıkları halde bir şekilde bu belgeleri alıyorlar. Mesela vize alırken Topikten (Korece Yeterlilik Sınavı) 2. seviyeyi almış olmanız yeterli oluyor. Ama bu çok ama çok yanlış bir şey bence. Topikten ikinci seviye alan bir insanın günlük hayata ayak uyduracak kadar Korece konuşması mümkün değil. Bu şart 4. Seviye ve üzeri olarak değiştirilirse insanlar çok daha sağlıklı iletişim kurabildikleri insanlarla evlenebilirler bence. Bu da şiddeti bir derece de olsa azaltabilir.
Kpop müziğinden çok sinemasını seviyorum
Kore’de müzik ve sinema sizin için ne anlam ifade ediyor?
Kore’nin müzik ve sinemasını seviyorum. Fakat K-Pop değil de ballad daha çok bana hitap ediyor. K-Pop da elbet güzel ama çok fazla İngilizce cümle ve kelime içerdiği için çok da haz alarak dinleyemiyorum. Sinemasını çok seviyorum. Özellikle sevdiğim ve takip ettiğim birçok oyuncu var. Eşimle mutlaka ayda bir iki kez sinemaya gider yeni çıkan filmleri izleriz. Kaliteli çok fazla yapımları var. Keşke Türkiye’de biraz örnek alsa Kore’nin bu yönünü.
Sinema demişken Kore şirketi Türkiye’deki sinema salonlarını ve BKM’yi satın aldı. Bu Türk sinemasında kaliteyi artırır mı?
Bence bizim sanat camiasındaki film anlayışı değişmedikçe bu pek mümkün değil. Bizim de çok kaliteli oyuncularımız çok güzel filmlerimiz var elbet ama bir o kadar da içeriği gereksiz ve anlamsız olan çok fazla da filmimiz var. Ama işin ilginç yanı ülkemiz bu tarz filmleri izlemeye bayılıyor 🙂 Tabi her şey zevk meselesi ama bence zor.
Bundan sonra bir tek tercihin olsa hangi ülkede yaşamak istersin? Neden?
Tek bir tercihim olsa tabi ki Türkiye’de yaşarım. Doğduğum toprakları hiçbir ülkeye değişmem. Kore’de yaşarken Türkiye’nin değerini çok daha iyi anladım. İnsanın gerçekten kendi ülkesi gibisi yok bence. İnsanı güzel bir kere. Zaten birkaç sene sonra Türkiye’ye dönme planımız var.
İntiharda abartı yok
İntihar desek sizce Kore’de intihar olayı çok mu abartılıyor?
Ben abartıldığını düşünmüyorum açıkçası. Kore’de dini inancı olmayan birçok insan var. Ya da inancı olup umursamayan birçok insan var. Bu yüzden intihar ettiklerinde her şeyin biteceğine inanıyorlar ve çözümü intiharda buluyorlar. Tabi ki tüm neden din değil. Ayrıca Kore’nin toplumunda bir yerlere varabilmek bir şeyleri elde edebilmek için çok fazla çaba sarf etmek gerekiyor. Buna dayanamayan çok fazla insan maalesef intihar ediyor. Kore hep en mükemmelini arzulayan bir ülke. Her şeyde birinci olmak istiyor. Bunun için çok fazla şeyi feda etmek zorunda olan insanlar intihar ettiği için maalesef Kore intiharda da dünyada birinci sırada.
İntihar mükemmele ulaşma ve en iyi olana kavuşamayanların mı tercihi?
Sadece onların tercihi diyemeyiz. Kendini eksik görme, kendine yetememe, depresyonda olma, çevre baskısı görene, özgüvensiz olana vs. bir çözüm olarak görünebilir. Ama maalesef intihar asla bir çözüm yolu değildir.
Koreliler gezmiş görmüş insanlar. İslam’a bakışları da yumuşamıştır.
Korelilerin müslümanlara bakışı nasıl?
İki sene önce biraz korku ve tereddütle yaklaştıklarını hissediyordum fakat 2019’da buraya tekrar geldiğimde insanların bana karşı daha anlayışlı daha güler yüzlü olduğunu gördüm. Bence yavaş yavaş İslamfobi kırılmaya başlamış. İnsanlar ülkeye yabancı girdikçe birçok şeye kendilerini açmaya başlamış. Bunlardan biri de islam. Bunda çok fazla yabancı evliliğin de etkisi olduğunu düşünüyorum. Bir de Koreliler yurt dışına çok fazla gidiyorlar. Gittikleri ülkelerden biri de Türkiye. Ülkemizde onlara olan yaklaşımımızı gördükleri için de İslam’a bakışları yumuşamış olabilir diye düşünüyorum. Yine de müslümanları terörist olarak gören bir kesim de yok değil.
Koreliler ırkçı millet
Hassas bir konu ama geçen yıl sığınmacı olarak gelen 434 Yemenlileri dinlerinden dolayı kabul etmemiş günlerce eylem yapmışlardı. Gerçekten genel yumuşama veya İslamı kabullenme var mı?
Bu bence tamamen dinle alakalı bir konu değil. Yemenliler maalesef birkaç Koreliyi öldürmüş. Bunu duyan Koreliler haklı olarak onları istememişlerdir. Aynı sorun ülkemizde de var.Yine hassas bir konu ama Suriyeliler ülkemizde halkımıza zarar verdikçe biz de onları istemeye biliyoruz haklı olarak. Kore’de bir de İslam dini neredeyse yok ve haberlerde sürekli terör olaylarıyla anılan bir din. İnsanlar bu haberler yüzünden maalesef dine karşı önyargılılar ama eskisi kadar istememe ve dışlama olduğunu düşünmüyorum. Bir de Koreliler ırkçılar dediğim gibi. Sadece Yemenliler değil ülkelerindeki Çinlileri ve Japonları da istemiyorlar. Çinlileri çok pis ve gürültülüler diye Japonları ise Japon sömürgesi yüzünden istemediklerini söylüyorlar ama içinde maalesef ırkçılık da yatıyor bu nedenlerin.
Kıskançlık ve yetersiz görme
Koreliler yabancıları kabullenmekten zorluk mu çekiyor?
Evet. Duyduğuma ve deneyimlediğime göre bunun sebebi kıskançlık. Koreli kızlar batılılara benzemek için birçok ameliyat olsalar da kendilerini bir yabancının yanında çok yetersiz görüyorlar. Bu yüzden yabancılara karşı bir duvar örüyorlar. Bu gerçekten çok fazla tanık olduğum ve duyduğum bir durum. Bir de dediğim gibi kendi halklarına öncelik vermeyi seviyorlar. Her ne kadar yetenekli olunsa da şirket ortamında bile sırf yabancı olduğu için mevkiinde yükselemeyen insanlar varmış Kore’de. Bir yabancının kendi ülkelerinde kendilerinden başarılı olmasını çekemiyorlar. Bu yüzden doğal olarak kabullenmek zor geliyor.
Daha çok Çekememezlik mi? Yoksa kendi vatandaşına pozitif ayrımcılık mı?
Birini seçmek zorundaysam maalesef pozitif ayrımcılık.
Kore’yle ilgili kitap desek; okuduğunuz veya tavsiye ettiğiniz bir kitap var mı?
윤동주 – 하늘과 바람과 별과 시 Yun Dong Ju’nun Gökyüzü, Rüzgar, Yıldız ve Şiir kitabındaki şiirleri tek tek çok severek okumuştum. Kore’de de çok ünlü bir şairdir kendisi bilmeyen yoktur. Mutlaka tavsiye ederim. Şu sıra okumakta olduğum 82 doğumlu Kim Ji Young kitabı da birçok açıdan kültürümüzün sorunlarını yansıtan bir kitap olduğu için bu kitabı da okumak isteyenlere tavsiye ederim. İki kitap da herkesin kendinden birçok şey bulabileceği içeriklere sahip.
Genelde şiirler; deyimler, benzetme ve söz sanatları ağırlıktadır. Şiir kitabı ağır olmuyor mu?
Şiirler önceden ağır geliyordu bana. Bu yüzden birkaç kez okurdum. Ama okudukça anlamaya başladım. Ayrıca okulda edebiyat dersinde de sürekli şiir çevirisi yaptık. Sanırım bu bana çok fazla şey kattı. Birçok arkadaş bir şiiri farklı farklı yorumlayınca şiire olan bakış açımız değişti şiiri anlamaya başladık diye düşünüyorum. Sanırım biraz fazla okumak ve üstünde durmak gerekiyor anlamak için. Zaten okudukça deyimleri benzetmeleri ve söz sanatlarını da ister istemez öğreniyorsunuz.
Korece bilmek yetmiyor
Kore’de yaşamak/ çalışmak için Korece’yi iyi derece bilmek yeterli mi?
Kore’de yaşamak ve çalışmak için Korece’yi iyi derecede bilmek yetmez. İş bulmak için en az yüksek lisans bitirmek gerekiyor. Bir de yabancı diliniz, aldığınız sertifikalar çok önemli. İş deneyiminizin olması büyük bir artı. Bu yüzden burada yaşamak için her açıdan donanımlı olmak gerekiyor. Bir de iyi bir çevre edinmek çok çok önemli. Edindiğiniz çevre sizi iyi yerlere getirebiliyor.
Ülkemizin ve elinizdekinin kıymetini bilin
Eklemek istediğiniz soru ve düşünceler varsa?
Son olarak okuyucu arkadaşlara küçük bir tavsiye vermek istiyorum. İnsan bir şeyin değerini kaybedince anlıyor bilirsiniz. Aynı şeyi ülkenizden uzak yaşarken de hissediyorsunuz. Bir ülkeyi sevmek kültürüne bağlanmak takip etmek kötü şeyler değil ama bunları yaparken kendi ülkenizi unutmayın. Kendi ülkenizin değerini bilin. Yurt dışında okusanız bile dönün kendi ülkeniz için yararlı şeyler yapın. Çünkü hiçbir ülke size kendi ülkeniz gibi sahip çıkmaz, kucak açmaz. 🙂
Ayrıca eğer yurt dışında yaşamak ve okumak istiyorsanız bu inanın zor değil. Her şeyin başı kendinize olan güven kendinize olan saygıda bitiyor.
Bir an önce Türkiye’ye dönme planı mı var?
Düşüncemiz o yönde ama bu bir an önce en az 5-6 yıl sürecek gibi 🙂 Hem ben eğitimimi devam ettirmek istiyorum hem de eşim biraz daha iş deneyimi edinmek istiyor. Ama tabi hayat ne gösterir bilinmez. Son olarak bana bu röportajı yapma fırsatı verdiğiniz çok teşekkür ediyorum. Her zaman desteklerim sizinle 🙂