Mouse dizisinin ilk bölümü yayınlanalı tam bir hafta oldu. Dizi bu sene Kore’de çekilen dizilerin belki de en iyisi. Soluksuz seyredebileceğiniz, mantık hatalarından arınmış, aksiyon dolu bir cinayet dizisi bu. Cinayet davalarını çözmeye meraklı ve katilin kim olduğunu tahmin etmeye hevesli seyirci kitlesi için yazılmış sanki. Katil adaylarının birden fazla olması bu türün izleyicisinin oldukça hoşuna giden bir detay. 

Şimdilik dizide günümüzde işlenen cinayetlerin sebebini bilmiyoruz. Ama ilk bölümde, geçmişin gösterildiği sahnelerde karşılaştığımız katil tamamen bir psikopat. Hem de cinayetlerine bir kılıf aramayan türden bir psikopat. Yani bugün önünden geçen birini öldürebilir, yarın kendisine adres soran birini. 

Sebebini Sorma Cinayetleri

Bu tür cinayetlere Kore’de ne dendiğini belki duymuşsunuzdur. Bu cinayetlere Koreliler ‘Mudcima!’ cinayeti diyorlar. ‘Mudcima’nın kelime manası ‘Sorma’ demek. Demek istiyorlar ki ‘Sebebini sorma, bulamazsın.’ Cinayetin belli bir sebebi yok. Meselenin korkunçluğu da zaten burda başlıyor. Eğer belli bir sebep yoksa, ondan nasıl kaçınacak ve korunacaksınız? Tedbirinizi nasıl alacaksınız?

Peki gerçekten belli bir sebebi yok mu? Bir insan bir cana kolayca kıyabiliyorsa orda birçok sebep olmalı. Ama şimdilik sosyologların bizi aydınlatmasıyla birkaç sebebin varlığından bahsedebiliriz. En büyük sebebin sosyolojik olduğunu söyleyebiliriz. Stresli ve yalnız toplumlarda yaşayan insanlar travma sonucu böyle bir vahşete kalkışabiliyorlarmış. Tabii bu sebebin yanında daha birçok sebep de sayılabilir.

Nefretler

Mesela Amerika’daki okul cinayetlerinin kurbanları rastgele olsa da, sebebi bariz. Arkadaş nefreti, okul nefreti ve belki de öğretmen nefreti.

Japonya’daki trafiğin ortasında gerçekleşen katliam. Kamyonundan inen adam rastgele öldürmeye başlıyor. Toplum nefreti. 

Avustralya’da camiiyi basan adamın işlediği katliam. Din nefreti. 

Bunlardan birazcık daha farklı olan ise Kore’nin başına gelen cinayetler.

  • 2004 yıllarında bazıları masöz olan 11 kadının öldürülmesi. 
  • 2006-2008 yıllarında 7 kadının kaçırılıp öldürülmesi.
  • 2014 yılındaki Ulsan’da otobüs durağında 18 yaşındaki bir genç kızın öldürülmesi.
  • 2016 yılında Kore’de Gangnam civarında tuvaletten çıkan bir kadının öldürülmesi.

Kadın Nefreti?

2016 yılındaki bu son cinayetle kadın nefreti tabiri Kore’yi sallayan oldukça sansasyonel bir tabir oldu. Birçok kadın, erkeklerin bilinçaltının hiçbir zaman değişmediğini, ‘erkek gökyüzüdür, kadın topraktır’ gibi yüzyıl önceki anlayışın hala erkeklerin kafa yapısını oluşturduğunu ve iş hayatında başarılı kadın görmeye tahammül edemediklerini iddia ediyorlardı. Erkeklerin ‘Kadın evde oturmalı ya da daha az maaş almalı; çünkü kadınlar erkeklerin işlerini ellerinden almaya devam ederlerse bu gidişle erkekler işsiz kalacak.’ diye düşündüklerini de her fırsatta dillendiriyorlardı. Birkaç asırdır ezen cins, ezilmeye başlayınca öfkeyle dolduğu, şimdi de stresini bu kadın nefretiyle atmaya çalıştığı söyleniyordu.  

Rabbim Sen Sor Cinayetleri

Doğruluk payını bilemiyorum. Her toplumun yapısı ve her toplumun derdi başka. Kadın cinayetleri aslında benim güzel ülkem Türkiye’den alışık olduğum bir şey. Bizde kadın sebepsiz öldürülmez. Kadın namusu için öldürülür, ırzına geçilir öldürülür, asap bozar öldürülür, dayaktan öldürülür, kıskançlıktan öldürülür, ayrılmak ya da boşanmak ister öldürülür ve daha birçok sebep için öldürülür. Biz aksine toplum olarak ‘Sor’ cinayeti deriz bunlara. ‘Ya Rabbim sen sor! Bu cinayetlerin hesabını… Sen sor! Çünkü bu cinayetlerin hesabını sorması gerekenler sormuyor… ‘

Kadınlar gününüz kutlu olsun… Hala hayattaysanız…